KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA – NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRIYA TEŞEBBÜS – TANIK BEYANI

Yapılan yargılama ve toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ile katılanın komşu oldukları, olay yine olay 24.08.2012 tarihinde ikindi saatlerinde katılanın yayladaki evinin banyosuna su götürdüğü, bu sırada Sanığın banyoya giderek katılana arkadan sarıldığı, yüzünü ısırdığı, boynundan tutarak soymaya çalıştığı, “benimle birlikte olacaksın, bana teslim ol, yoksa seni öldürürüm, , benimle dosy olacaksın yoksa seni vururum, karakola şikayet edersen seni öldürürüm” dediği, katılanın sanıktan kendini kurtarmaya çalıştığı, ancak sanığın banyoya giderken banyo kapısındaki basit tahta düzeneği indirerek dışarıdan girişi engellediği, katılanın kurtulmak için bağırıp yardım istediği, olay tarihinde katılanın evinde dört ve altı yaşlarında iki torunun bulunduğu, torunlarının banyo kapısının önüne gelerek ağladıkları, katılanın sanığın hayalarını sıkarak kendini kurtardığı ve kapıyı açıp dışarı kaçtığı, katılanın evinin yanıklarında sanığa ait ev dışında ev bulunmaması nedeniyle kimsenin yardıma geldiği, sanığın daha sonra evden uzaklaştığı kabul edilen olayda, Sanırım katılana saldırması neticesinde katılanın 25.08.2012 tarihli doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, katılanın da boğuşma esnasında sanığın yüzünü tırmaladığı, sanığın 25.08.2012 tarihinde alınan doktor raporunda sağ ve sol göz altında ve burun kemiği üzerinde sıyrık olduğu tespit edildiği, 19 Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından tanzim olunan 26.03.2013 tarih ve 849 sayıları raporda olay nedeniyle katılanın ruh beden sağlığının bozulduğunun, beden ve ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olduğunun, beyanlarına itibar edilebileceğinin bildirildiği yine adli tıp 6 İhtisas Kurulunun 30.06.2014 tarihli raporuna göre mağdurenin eylem nedeniyle ruh sağlığının kılıcı olarak bozulduğunun belirtildiği, Olayın tanıkları olan katılanın torunlarından Davut’un 4 yaşında olmasını nedeniyle ifadesinin alınamadığı, ancak yedi yaşında olan Zeynep’in rehber öğretmeni eşliğinde alınan ifadesinde, babaannesinin bağırması üzerine banyoya gittiğini, banyonun kapısının kapalı olduğunu, banyodan çıkan kişinin sanık Zekeriya olduğunu beyan ettiği, 13.09. 2012 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağına göre sanık ve katılana ait evler arasında dört metre mesafe olduğu, banyoda yapılan incelemede banyonun kapısının tahta olduğu ve banyo kapısının kilidinin olmadığı, ancak kilit yerine kapının sabit kısmına tahta bir parça monte edilerek kapının açılmasının engellendiğinin tespit edildiği, Sanığın aşamalardaki savunmasının çelişkili olduğu ve kendisini suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, katılanın anlatımlarının tanık Zeynep doktor raporuyla doğrulandığı, Bu nedenle cinsel saldırı sırasında kapısı kapalı banyoda meydana gelen olaylarla ilgili görgü tanığı bulunmasa da, sanığın katılanın banyosu da bulunmasının izah edilemeyeceği ve katılanın sanığa iftira atmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı, katılanın beyanı olay sırasındaki kapışma nedeniyle oluşan ve katılanın beyanını teyit eden katılan ve sanığın adli raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sanığın üzerine atılı nitelikli cinsel istismara teşebbüs suçunu işlediğinin sabit olduğu kabul edilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. her ne kadar sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan da kamu davası açılmış ise de, katılanın olay günü öğleden sonra dışarıdan getirdiği suları bırakmak için evinin banyosuna girdiği sırada komşusu olan sanığın katılanın peşinden banyoya giderek banyo kapısının arkasında bulunan ve dışarıdan içeri girmesini engellemeye yönelik basit bir şekilde oluşturulmuş tahta sürgülü indirerek katılana yönelik nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçlu işlediğinin anlaşılması karşısında, eyleminin icra hareketleri içerisindeki cebrin, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçunun unsurunu oluşturacağı, banyo kapısındaki basit tahta kilit düzeneğinin dışarıdan gelenleri engellemeye yönelik olduğu ve katılanın da olay sonrasında banyodan kendisinin tahta sürgülü kaldırarak dışarı çıkması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurlarının olayda oluşmadığı kanaatine varılmakla, sanığın atılı bu suçtan beraatine karar verilmiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen İddaa ve savunmalarının toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, Eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı , vicdani kanunun Dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme Uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde değerlendirildiği gibi Beraat hükmünün de dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, sanık müdafii ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmekle Hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır. (Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 04.05.2023 tarih ve 2021/3192 Esas, 2023/2768 Karar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir