• Dava Konusunun Devri Haksız Eylem Nedeniyle Maddi Tazminat • Lojman ve Ambar Binasının Yıktırılması • Taraf Sıfatı • Yeniden Yapım Maliyeti

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi

E: 2023/2407
K: 2023/7096
T: 29.05.2023

Özet: Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan lojman ve ambar binasının davalı tarafından yıktırılması nedeniyle yeniden yapım maliyetinin davalıdan tahsiline ilişkin dava açılmasından sonra dava konusu taşınmazın davacı tarafından dava dışı Maliye Hazinesi’ne devri nedeniyle mahkemece devralan dava dışı üçüncü kişinin davayı açan (önceki malik) davacı yerine geçtiğinin ve aktif dava ehliyeti bulunduğunun kabulü ile re’sen bu durumun yeni devralan malike ihbar edilmesi ve davayı takip edip etmediği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

(6098 s. TBK m. 49) (6100 s. HMK m. 125)

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI

Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı … Gayrimenkul A.Ş. vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada 69 ve 70 parseldeki taşınmazların kuruluşlarına ait olup üzerlerinde idare binası, lojman ve depo bulunduğu, 21.05.2014 tarihinde bu yapılardan lojman ve depoların birilerince yıktırıldığı yönünde alınan duyum üzerine yapılan araştırma sonucu davalının Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne 30.04.2014 tarihli dilekçe ile başvurarak söz konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu, bekçisinin işini terk ettiğini, binadaki lojman yakıtında sızma olduğunu, binalarda madde bağımlıları barındığı ve tehlike arz ettiğinden bahisle yıkım izni istediğini, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün de 16.05.2014 tarihli yazıyla davalının mülkiyet iddiasını araştırmaksızın yıkım izni verdiğini ve davalı tarafından da lojman ve depoların yıktırıldığının anlaşıldığını, ancak söz konusu taşınmazların ve üzerindeki yapıların kuruluşlarına ait olduğunu, Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 D.İş sayılı dosyasında her iki yapıya ait Tekel Genel Müdürlüğünden temin ettikleri plan, kroki ve fotoğraflar esas alınarak düzenlenen 07.07.2014 tarihli tespit raporunda yıktırılan yapının yeniden yapılması halinde maliyetinin 1.111.500,00 TL ve yıkım nedeniyle yıkılan diğer bina duvarlarının yeniden yapım maliyetinin 4.077,60 TL olarak tespit edildiğini, bu tespitten sonra aynı taşınmazın davalı tarafından ücretli otopark olarak kullanıldığını öğrendiklerini, davalının bu davranışının haksız eylem olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.115.577,60 TL’lik zararın olay tarihi olan 21.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tespit dosyasında itirazları üzerine düzenlenen 15.09.2014 tarihli ek raporda zararın bu kez 1.683.136,00 TL olarak belirlendiğini, bu nedenle taleplerini ıslah etme gereği doğduğunu belirterek talebini 1.683.136,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların müvekkilinin babası H.A.’a ait olması nedeniyle Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, davacının yaptırdığı tespitin tek taraflı olduğunu, taşınmazın davacı tarafça malik sıfatı olmadan yıllarca kullanıldığını ve boşaltıldığında taşınmazın davalı ve davalının babasına teslim edilerek bırakıldığını, bu olaydan sonra müvekkilinin babası tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, Tekel binasının ilde meydana gelen depremler sonucu ağır hasarlı olduğunun Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 13.10.2014 tarihli yazısından anlaşıldığı, bina sahipsiz olduğundan metruk bir yapı durumuna geldiği ve tehlike arz ettiğini, İl Müdürlüğüne yaptıkları başvurudan da anlaşılacağı üzere lojmanlara ait depoda yakıtın sızdığını, tehlike arz ettiğini bildirerek yıkımın talep edildiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan denetim sonucu tutulan tutanakta binanın durumunun tespit edildiği, binanın taşıyıcı sistemlerinde hasar olduğunu, ağır hasarlı ve yıkılmaya yüz tutmuş yapı için davacının eldeki davayı açma sebebinin, davalının babası tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasından feragat edilmesini sağlamak olduğunu, binanın müvekkili tarafından iyiniyetli olarak yıkılmamış olması halinde de davacı tarafça zaten yıktırılacağını, müvekkilinin yıkım için masraf yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2014/390 E., 2018/298 K. sayılı kararıyla; davalının babası H.A. tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak 19.09.2017 tarihinde kesinleştiği, böylece davalının bu yerin kendilerine ait olduğu savunmasının dayanaksız olduğunun anlaşıldığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün tuttuğu tutanağın sadece durum tespitinden ibaret olup davalı veya babasına yıkım için izin verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, kaldı ki binanın çevreye zarar verici nitelikte olduğu ispatlansa bile davalının tapu maliki olmadığı taşınmazla ilgili böyle bir tasarrufta bulunmasını haklı çıkarmayacağı, davalının hiçbir hak ve yetkisi olmaksızın davacıya ait taşınmazlar üzerindeki yapıları yıkmak suretiyle zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.286.792,00 TL tazminatın 21.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gönderme Kararı

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30.10.2020 tarihli ve 2018/1667 E., 2020/1212 K. sayılı kararıyla; Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün 08.07.2014 tarihli yazısının yıkım kararı niteliğinde olmadığı, mahkemenin söz konusu yazıyı doğru yorumladığı, ancak davalının sunduğu hasar tespit raporu başlıklı belgenin İl Müdürlüğünden sorularak teyit edilmediği, yapım bedeli hesaplamasının doğru olmadığı, bina kalitesi, aşırı erozyona uğrayıp uğramadığı, riskli yapı tespiti yapılıp yapılmadığı, tapu kaydında riskli yapı şerhi konulup konulmadığı, yıkım öncesi binaların mevcut hâliyle ekonomik ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Gönderme Kararı Sonrasında Verilen Karar

Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli ve 2020/323 E., 2021/549 K. sayılı kararıyla; kaldırma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmada davalının sunduğu hasar tespit raporunu düzenleyen kişilerin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde çalışan teknik personel olduklarının anlaşıldığı, gelen cevapta bu kişilerin gözlemsel olarak ön hasar tespiti yaptıklarının, kurum binası 2011 yılında gerçekleşen depremde yıkıldığından davaya konu yapılara ilişkin düzenlenmiş bir belgenin kayıtlarında olmadığını bildirdiği, yapıyla ilgili Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından hazırlanmış herhangi bir hasar durum raporu bulunmadığı, sadece Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün bahsi geçen teknik personelleri tarafından gözlemsel olarak düzenlenen ön hasar tutanağının olduğu, bu tutanağın bilimsel, teknik veri içermediği, sadece gözleme dayalı bilgiler sunduğu, tutanak sadece durum tespitinden ibaret olup davalı veya davalının babasına yıkım izni verildiğine dair bir ibarenin olmadığı, kaldı ki tüm bu hususlar doğru olsa ve binaların çevreye zarar verici nitelikte olduğu ispatlansa bile davalının tapu maliki olmadığı ve taşınmazlarla ilgili böyle bir tasarrufta bulunulamayacağı, yapıların yıkılıp yıkılmaması görevinin idarenin sorumluluk ve yetkisinde olduğu, davalının hiçbir hak ve yetkisi olmaksızın davacıya ait taşınmazlar üzerindeki yapıları yıkmak suretiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, tapu kaydında riskli tapu şerhi bulunmadığı, ilgili kurumlarda beton kalitesi, betonun aşırı korozyona uğrayıp uğramadığı, riskli yapı olduğu tespitine ilişkin belge bulunmadığı ve bu nedenle ek raporda bu konularda değerlendirme yapılamadığı, binaların 1989 yılında tamamlanıp 2014 yılında yıkıldığı, yıkım tarihi itibariyle taşınmazın durumu, yıpranma oranı, yaşı vs. hususlar değerlendirildiğinde %25 yıpranma payı düşüldüğü, 23.05.2021 tarihli ek bilirkişi raporunun benimsendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 965.094,00 TL tazminatın 21.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Sebepleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir