T.C.
YARGITAY
Üçüncü Ceza Dairesi
E: 2022/26871
K: 2023/10424
T: 12.12.2023
Özet: Geçmişte suç kaydı ve sabıkası olmayan, yargılama boyunca duruşmanın düzenini bozduğuna veya başkaca bir olumsuz tutum veya davranışının bulunduğuna ilişkin tutanaklara yansıyan bir durum bulunmayan sanık hakkında hükmolunan cezadan yetersiz ve dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçelerle takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi ile Bank Asya nezdindeki mutad hesap kayıtlarının müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi isabetli görülmemiştir.
(5237 s. TCK m. 62, 314)
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 incı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği hükmolunan cezanın süresine göre şartları oluşmadığından reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.07.2020 tarihli ve 2020/101 Esas, 2020/211 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca mahkûmiyet kararı verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.12.2020 tarihli ve 2020/916 Esas, 2020/1414 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 18.05.2022 tarihli, hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2. Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3. ByLock kullanmadığına,
4. Takdiri indirimin uygulanmamasının kanuna aykırı olduğuna,
5. Suçun unsurlarının teşdit sebebi yapıldığına,
6. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz taleplerinin reddine, ancak;
1- … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında roster kayıtlarında ismi geçen şahısların kimlik bilgilerinin tespitine çalışılarak, bu suçtan sanık olup olmadıklarının, dosya sanığı ile ilgili beyanlarda bulunup bulunmadıklarının araştırılması ve var ise dosyalarının celp edilip incelenmesi ile tanık olarak duruşmaya çağrılıp dinlenilmeleri ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- UYAP sisteminde yapılan incelemede, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığında 2021/3001 Esas sayılı soruşturma dosyasında sanık hakkinda resmi belgede sahtecilik ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında soruşturma dosyası bulunduğu görülmekle; mükerrer yargılamanın ve cezalandırmanın önlenilmesi bakımından sanık hakkında yürütülen soruşturma dosyasının aslı veya onaylı örneklerinin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde getirtilip incelenmesi ve sonucuna göre tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Anayasa’nın 138 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak nazara alınamayacağı da gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin üçüncü fikrasına aykırı olarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.03.2021 tarih ve 2019/1-289 Esas ve 2021/109 sayılı Kararında açıklandığı üzere;
07.06.1976 tarihli ve 3-4 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı Kanunda’ da devam ettirmiştir.
Ancak, hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.
Anayasa’nın 141 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması zorunludur. Gerekçe, verilen hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak izah edilmesidir. Yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriğine uymayan bir gerekçeyle karar verilmesi hem kanun koyucunun amacına uygun düşmeyecek, hem de tarafları tatmin etmeyerek keyfiliğe yol açacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte suç kaydı ve sabıkası olmayan, yargılama boyunca duruşmanın düzenini bozduğuna veya başkaca bir olumsuz tutum veya davranışının bulunduğuna ilişkin tutanaklara yansıyan bir durum bulunmayan sanık hakkında hükmolunan cezadan 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken; yetersiz ve dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçelerle takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Bank Asya nezdindeki mutad hesap kayıtlarının müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.12.2020 tarihli ve 2020/916 Esas, 2020/1414 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Sanığın tutuklulukta geçirdiği süre ve bozma gerekçesi dikkate alınarak TAHLİYESİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.12.2023 tarihinde karar verildi.