T.C.
YARGITAY
Altıncı Ceza Dairesi
E: 2021/24454
K: 2023/12122
T: 14.06.2023
Özet: Parası veya kontörü bulunmayan kişileri ücretsiz olarak metroya bindirmelerini temin için mağduru silahla tehdit eden sanığın eyleminin silahlı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.
(5237 s. TCK m. 106, 149)
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLAMI
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararla 286. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümlere temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 21.03.2017 tarihli ve 2017/3195 iddianame numarası ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (h), 35. maddesi, 53. ve 63. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli ve 2017/172 Esas, 2017/208 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahla tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi ve 62. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi 04.02.2019 tarihli ve 2018/1013 Esas, 2019/287 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
“Sanık Ö.B.‘nin yağma suçu sabit görüldüğünden, TCK’nın 61/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, sanığın güttüğü amaç ve saik dikkate alınarak asgari haddin üstünde ceza tayini sureti ile eylemine uyan TCK’nın 149/1-a-h maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
TCK’nın 35/2 maddesi uyarınca takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
TCK’nın 150/2 maddesi uyarınca takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
TCK’nın 62/2 maddesi uyarınca sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurularak TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
CMK’nın 283/1 maddesi uyarınca kazanılmış hak kuralı dikkate alınarak sanığın sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebepleri;
1. Eylemin sadece tehdit suçunu oluşturduğu,
2. Yağma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı,
3. Suç işleme kastının bulunmadığı,
4. Lehe hükümlerin uygulanması gerektiği,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre:
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Şikâyetçinin olay tarihinde suç yeri olan tramvay durağında güvenlik görevlisi olarak görev yaptığı, sanık Ö.B.‘nin saat 23.30 sıralarında müştekinin bulunduğu tramvay durağına diğer sanık S.D. ile birlikte geldiği, bir süre sonra sanık Özgür’ün tramvay durağına gelen ve maddi durumu iyi olmadığı anlaşılan şahısları müştekiye göstererek, bu şahıslara yardımcı olma düşüncesiyle ücret ödemeden geçirilmesini istediği, müştekinin kabul etmemesi üzerine sanık Özgür’ün olay anında üzerinde bulunan kuru sıkı tabancayı müştekiye göstererek “Gece gece bir zarar ziyan çıkmadan arkadaşları geçir, sıkıntı çıkarma, bacaklarına sıkarım.” şeklinde tehdit içerikli sözler sarf ettiği, müştekinin yine ücretsiz geçemeyeceklerini söylediği ve tartışma yaşandığı, sanık Serkan’ın araya girerek Özgür’ü engellediği, bu esnada müştekinin istasyona dönerek polisi aradığı, sonrasında Özgür’ün suçta kullandığı kuru sıkı tabancayı Serkan’a vererek olay yerinden uzaklaşmasını istediği, Serkan’ın da söz konusu silahla olay yerinden uzaklaşmaya çalıştığı esnada görevli polis memurlarının kendisini fark ederek yakaladığı, sanığın bu eyleminin silahlı tehdit suçuna sebebiyet verdiğinin kabul edildiği görülmüştür.
2.Sanık Özgür kovuşturma aşamasındaki savunmasında, kendisinin ücretsiz olarak gişeden geçirilip tramvaya ücretsiz bindirilmesine bu yönde menfaat elde etmeye çalışmadığını, kendilerinden sonra tramvay durağına gelen şahıslara kendince iyilik yapmak, yardımcı olmak kastıyla hareket ettiğini beyan etmiştir. Soruşturma aşamasındaki beyanlarına göre kuru sıkı silaha elini attığını ve “Gece gece bir zarar ziyan çıkmadan arkadaşları geçir, sıkıntı çıkarma” kardeşim dediğini beyan etmiştir.
3. 22.02.2017 tarihli yakalama tutanağına göre kuru sıkı tabancanın sanığa ait olduğu tespit edilmiştir.
4. 04.02.2017 tarihli faturaya göre kuru sıkı tabancanın H.B. adına olduğu görülmüştür.
5. Katılanın aşamalarda uyumlu beyanlarda bulunduğu görülmüştür.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “Suç tarihinde mağdur İhsan’ın tramvay durağında güvenlik görevlisi olduğu, sanıkların gelerek kart dolumu konusunda mağdurdan yardım istedikleri, sonrası sanık Özgür’ün turnikeler önünde beklemekte olan Suriyeli bir aileyi göstererek ücretsiz geçirilmelerini istediği, mağdurun kabul etmemesi üzerine ceketin cebinde bulunan kuru sıkı tabancayı çıkarmaksızın ancak mağdura göstermek suretiyle “gece gece bir zarar ziyan çıkmadan arkadaşları geçir, yoksa ayaklarına sıkarım” dediği, bu sebeple tartışmaya başladıkları, sanık Serkan’ın kavgayı engellediği, bu sırada mağdurun polisi aradığı, bunun üzerine sanık Özgür’ün cebindeki kuru sıkı tabancayı Serkan’a verdiği ve olay yerinden uzaklaşmasını istediği, Serkan’ın uzaklaştığı sırada polisler tarafından yakalandığı ve silahı polise verdiğinin anlaşılıp kabul edildiği olayda, toplanan deliller ve dosya içeriği karşısında;
1.Sanık Özgür’e yüklenen fiilin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, sanığın fiiline uyan TCK’nın 149/1-a-h, 35/2, 150/2, 53, 54 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,” diyerek duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde, İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet hükmü kaldırılarak yeniden mahkûmiyet hükmü kurulduğu belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi 04.02.2019 tarihli ve 2018/1013 E., 2019/287 Karar sayılı kararı;
Yağma, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malı zilyedin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanarak bulunduğu yerden almak veya zilyedin bu malı kendisine teslimini sağlamaktır. (Gökcan Hasan Tahsin/Artuç Mustafa Türk Ceza Kanunu Yorumlu Uygulamalı Adalet Ankara 2021 s. 5343)
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2021/13303 Esas, 2022/8644 Karar sayılı ilamında yaptığı tanıma göre ise yağma; “Başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malın zilyedin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınmasıdır.”
Yargıtay uygulamaları ve doktrinde kabul edilen yağma tanımlarının tamamında “hırsızlık suçunun cebir veya tehdit kullanılan hali” diye genel kabul karşısında suçun konusunun büyük ölçüde ortak olduğu açıktır.
YCGK 2002/94 E. ve 2002/225 sayılı ilamında “.. öğretide ve Yargıtay kararlarında da benimsendiği üzere;
a) Malın taşınabilir olması,
b) Mal sahibinin rızası olmaması,
c) Malın alınması,
d) Faydalanmak cürmi kastının varlığı gibi hususlar yönünden hırsızlık suçuna benzeyen yağma suçu…” şeklinde yağma suçunun unsurlarını özetlemiştir.
Yağma suçunun tanımlarında kabul edildiği için suçun maddi unsurları itibariyle oluşması için öncelikli olarak suçun konusu olan bir “mal” olmalıdır. Yargıtay yerleşik kararlarında bu hususu özellikle vurgulamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2017/6-1175 Esas, 2018/518 Karar sayılı kararında; “…Yağma suçunun oluşabilmesi için, suça konu malın, elinde bulunduran kişiden cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle alınması veya mağdurun malı teslim etmeye veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınması gerekir. Cebir ya da tehdit, bir kişiyi malını teslim etmeye veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak amacıyla yapılmalıdır. Cebir ya da tehdidin belirtilen amaçla ve bu şekilde gerçekleştirilmesi, yağmayı mal varlığına karşı işlenen diğer suçlardan ayırmaktadır.
Failin mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi, kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla malı teslim etmeye veya alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla gerçekleştirmiş olması gerekir. Cebir veya tehdit ile malın alınması veya verilmesi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır…” şeklinde suçun konusunun mutlaka “mal” olması gerektiği belirtilmektedir.
Mal ise; mülk edinebilen tüm maddi şeylerdir. Bu tanıma, üzerinde ayni veya şahsi haklar kurulabilen tüm haklar dahildir. Ekonomik değeri olan her türlü şey mal kavramına girer. Mektup, kart gibi. YCGK’nun 1988 tarihli bir içtihadında belirtildiği üzere, mülkiyet mevzuu olabilen ekonomik değeri olan bütün maddi eşya ile mameleke girebilen bütün haklar “mal”dır.
Doktrinde de kabul edildiği şekli ile;
Hırsızlık suçuna konu mal, günlük yaşamda herhangi bir ihtiyacı karşılamak için kullanılan taşınır şey anlamına gelir. (Tezcan, Durmuş / Erdem, Mustafa Ruhan / Önok, R. Murat Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Ankara 2013, s. 474)
Hukuki manada eşya “maddi bir varlığı olup, üzerinde hakimiyet kurulması mümkün olan, sınırlanabilen, insan dışı, ekonomik değer taşıyan her türlü nesnedir”. (Gökçen, Ahmet / Balcı, Murat / Şiviloğlu, Gülfem Pamuk / Çakır, Kerim / Apiş, Özge / İçer, Zafer / Yılmaz, Zahit / Diken, Nil Melek Gültekin / Erdin, Selim / Öztürk, Nurten / Ünal, Ertuğrul / Şenerdoğan, Büşra, Mal Varlığına Karşı Suçlar, Adalet, Ankara 2018, s. 12)
Bir eşyanın mal sayılabilmesi için fiziki varlığının olması, yani beş duyu organı ile varlığı anlaşılabilen ve boşlukta yer işgal eden cismani bir varlık olması gerekir.
Kısaca özetlemek gerekirse; yağma suçunun konusunu “mal” oluşturur. Mal sayılmayan şeyler için uygulanan cebir veya tehdit yağma suçunu oluşturmaz, tipikliğe uyması şartıyla başka suçlar oluşturabilir.
Maddi varlığı olmayan “hizmetten” yararlanmak için cebir veya tehdit kullanılmış olması, eylemi yağmaya dönüştürmez. Kamu kurumu olan Belediyenin sağladığı maddi varlığı olmayan metro taşımacılığı mal değil hizmettir. Zorla hizmetten yararlanmada hizmet, mal sayılması mümkün olmadığı için yağma suçunun konusunu oluşturmayacaktır. Şartları varsa TCK 163. maddede sayılan karşılıksız yararlanma veya şartları uyan başka bir suça vücut verebilecektir.
Bu genel anlatımdan sonra somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın parası veya kontörü bulunmayan kişileri ücretsiz olarak metroya bindirmelerini temin için yani; bedelsiz olarak hizmetten yararlandırmak için mağduru silahla tehdit etmesi nedeniyle yağma suçunun maddi unsurları (suçun konusu) itibariyle oluşmayacağı, eylemin silahlı tehdit suçunu oluşturacağı görülmekle sanığın yağma suçundan cezalandırılması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi 04.02.2019 tarihli ve 2018/1013 Esas, 2019/287 Karar sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302. maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliği ile BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
14.06.2023 tarihinde karar verildi.