BEDELSİZ SENEDİ KULLANMA – YETERLİ ŞÜPHE – ZARARIN KARŞILANMASI AMAÇLI VERİLEN SENET

1. 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarda; Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevleri marifetiyle, şüphelinin lehine veya aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. 2. 5271 sayılı Kanun’un “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar” başlıklı 172. maddesinin birinci fıkrası; “(1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu kadar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. … Şeklinde düzenlenmiştir 3. 5271 sayılı Kanun’un “Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarındanda; (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir. …” Hükümleri yer almaktadır 4. Kanunda yer alan düzenlemelerden de görüleceği üzere; Cumhuriyet Savcısı suçun işlenip işlenmediğini tespiti bakımından hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı, toplanan verilerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açmalı aksi halde 5271 sayılı Kanun’un 172. maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermelidir. 5. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen Sulh ceza hakimliği, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir. 6. 5237 sayılı kanunun 156. maddesinin bedelsiz senedi kullanma başlıklı birinci fıkrası; “Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar kadar hapis ve adli para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiştir. 7. 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri uyarınca bedelsiz senedi kullanma suçunun uzlaşma kapsamında olduğu anlaşılmıştır. 8. 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında; “soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde, dosya uzlaşma bürosuna gönderilir büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanuni temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır” denilmektedir. 9. 5271 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasının © beldiğinde; “ön ödemeye veya uzlaşmaya ya da seri muhakeme usulüne tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen … iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir” hükmü yer almaktadır. 10. Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin elinde borçlusu tarafından bedelinin tamamı ya da bir kısmı ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan failin fiili de bedelsiz sürede kullanması suçunu oluşturacaktır. 11. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyası değerlendirildiğinde; şüpheli İ.T. ve emlak işiyle uğraşan A.T. arasında daire alım satımına ilişkin ihtilaf bulundu, bedeli şüpheli tarafından ödenen dairenin teslimine ilişkin anlaşmazlığın giderilmesi amacıyla borçlusu şikayetçi V.B., kefili ise A.T. olan 400.000,00 TL bedelli bono’nun şüpheliye verildiği fakat anlaşmaya konu dairenin şüpheliye teslim edilmesi üzerine, A.T. tarafından başka bir dairenin içindeki malzemeler ile birlikte şüpheliye devrinin yapıldığı, bu durumun şüpheli tarafından da doğrulanmış olduğu, şüphelinin ise uğramış olduğu zararın tamamen giderilmemesi nedeniyle bonodaki miktarın tümüne yönelik icra takibinde bulunduğunu dosya kapsamından anlaşılması karşısında; şüpheli İ.T. hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunduğu gözetilerek dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; “… Şüpheliler ile müşteki arasında daire alım satım sözleşmesinden kaynaklanan senedin mevcut olduğu, şüphenin uğradığı zararı karşılayamadığı için senedi icraya koyduğu, senenin ne kadarlık kısmının icraya konulduğu, veyahut alacağın bir kısmını tahsil etmesine rağmen ne kadarlık kısmının icraya konulduğunun icraya itiraz sonucu açıklığa kavuşacağı, tüm ifadeler ve dosyadaki belgeler incelendiğinde şüphenin tamamen bedelsiz kalmış olan bir senedi icraya koyduğuna dair yeterli şüphenin bulunmadığı” şeklindeki hatalı gerekçe ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, itirazın belirtilen yönden kabulü yerine reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde görülmüştür. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 22.05.2023 tarih ve 2022/4014 Esas 2023/4221 Karar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir