BİLİNEN İSKONTOSUZ DÖNEM – MADDİ ZARAR HESABI

01.07 2022 tarihinde yürürlüğe giren 6.098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanuni 55. maddesinde, “destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez” hükmüne yer verilmiştir. Adalet Komisyonunun 55. madde gerekçesinde; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğunu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, sucuğu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminattan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza hallerindeki ödemeler ve benzeri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez” ifadeleri zikredilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 01.07 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanun 2. maddesine göre “ Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” Yine 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesine göre iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir. Somut olayda maddi zarar hesaplanırken bir yılın 360 gün olarak dikkate alınması gerekirken ortalama 334 gün üzerinden hesaplama yapılması hatalı olduğu gibi yemek ücreti belirlenirken de hafta sonları hariç tüm yıl üzerinden bir belirleme yapmak gerekirken 233 gün üzerinden yemek ücreti belirlenmesi hatalıdır. Bunlar yanında bilinen/iskontosuz dönemin hesap raporunun düzenlendiği yılın sonuna kadar devam eden dönem olduğu gözetildiğinde; bilinmeyen dönemin 06.05.2019 tarihinden başlaması ve devamında 06.05.2019- 31.12.2019 tarihleri arasındaki maddi zarar tutarına arttırım katsayısı uygulanmadan sadece 1. yıl iskonto kat sayısı, 2020 yılından başlamak üzere 2020 yılı maddi zararına 1 yıl artırım katsayısı uygulandıktan sonra aynı yıla 2. yıl iskonto kat sayısı, 2021 yıl zarar hesabında 2 yıl artırım katsayısı uygulandıktan sonra aynı yıl maddi zararına 3. yıl iskonto katsayısı, 2022 yılı zarar hesabında 3. yıl arttırım katsayısı ve aynı yıla 4. yıl iskonto katsayısı uygulanarak maddi zararım belirlenmesi de isabetsizdir. Son olarak hükme esas alınan kusur raporunda kazanın meydana gelişinde kendisine %15 oranında kusur izafe edilen diğer müteveffa işçi İ.Ç.’in üçüncü kişi olduğu gözetildiğinde kurum ödemelerinin rücu edilebilecek kısmı hesaplanan maddi zarar tutarından indirilirken 5510 sayılı Yasa’nın 21/4 maddesi gereğince davacılara bağlanan iş kazası ölüm gelirinin ilk peşin sermaye değerlerinin %77,50’sinin rücu edilebileceği dikkate alınmadan, ilk peşin sermaye değerinin %85,00’ine isabet eden kısımlarının indirilmesi isabetsizdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir