T.C.
YARGITAY
Yedinci Hukuk Dairesi
E: 2022/2826
K: 2023/3951
T: 20.09.2023
Özet: Mülkiyet kaynaklı el atmanın önlenmesi davalarında, mülkiyet hakkına üstünlük kuralı esas olsa da davalının kullanımının haklı sebebe dayalı olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(6098 s. TBK m. 310)
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY İLÂMI
Taraflar arasındaki mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendik- ten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının … ili, … ilçesi, … Mahalle … ada 2 parselde kain taşınmazın maliki olduğunu, davalının müvekkilden izin almadan taşınmazı tekel bayi olarak işlettiğini, davalının müdahalesi sebebi ile taşınmazın gerektiği gibi kullanılamadığını ileri sürerek, davalının el atmasının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, önceki malik ile yapılan sözleşme gereği davacının kira sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, haksız şekilde tahliye istediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında “..kira sözleşmesinin yazılı geçerlilik şartına tabi olmadığını, taşınmazın önceki maliki olup isticvap olunan Ömer ile tanık beyanlarına göre davalı ile önceki malik arasında kira sözleşmesinin kurulduğunu, davacı ile davalı arasındaki kiracı-kiraya veren ilişkisinin davaya konu edilen taşınmazın devralınmasından öncesine dayandığını…” belirterek “davanın reddine” karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, ortada geçerli bir kira akdi olmadığından Türk Borçlar Kanunu uyarınca davacının kira sözleşmesinde önceki malikin yerine geçemeyeceğini, imzanın önceki malike ait olduğunun tespit edilemediğini, mahkemece davanın esası hakkında beyanda bulunmak üzere süre verildiği halde sunulan beyan dilekçesinin değerlendirilmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “..kira sözleşmelerinin geçerlilik şartına tabi olmadığı, davalının eski malikin kiracısı olduğunu ispat ettiği, davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu ancak dava reddedildiği halde nisbi harca hükmedilmesi ve taraf olmadığı halde Ö.U.’ın gerekçeli karar başlığında gösterilerek hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine, E.E. yönünden davanın reddine; Ö.U. yönünden usulüne uygun açılmış dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, isticvap olunan Ö.U.’ın kira sözleşmesini, süresini ve ödeme alıp almadığını hatırlamadığını beyan etmesine rağmen diğer beyanları dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, kira sözleşmesindeki imzanın Ömer’e ait olup olmadığının tespit edilemediğini, sözleşmede tekel bayi için yıllık 1.800,00 TL kira bedeli belirlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, esasa ilişkin beyan dilekçeleri dosya arasına alınmaksızın hüküm tesisinin de isabetsiz olduğunu dile getirmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık davalının kullanımının haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 310/1. maddesi “Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur.” hükmünü amirdir. Buna göre kira konusu taşınmaz, kiralayan malik tarafından, kiracıya aralarındaki kira sözleşmesinin devamı esnasında bir üçüncü kişiye temlik edildiğinde, anılan taşınmazın mülkiyetini temlik alan bu üçüncü kişi kendiliğinden ve kanun gereği kira sözleşmesinin tarafı olacak, taşınmazın kullanılması haklı sebebe dayanacaktır.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.