*İkna Suretiyle İrtikap  *Nitelikli Dolandırıcılık Suç Vasfında Yanılgı 

T.C.
YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi 

E: 2022/2402
K: 2023/11062
T: 14.11.2023

Özet: Adana İl Özel İdaresinde memur olan ve idareye ait taşınmazı satma yetkisi bulunmayan sanığın, idarece satış işlemleri de yapılmadığı halde hileli davranışlarla söz konusu taşınmazı kendisine satabileceğini söyleyerek katılandan menfaat temin etmesi şeklinde sübut bulan eyleminin kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu nazara alınmalıdır. 

(5237 s. TCK m. 158/1-d, 250/2) 

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI 

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 inci maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.04.2014 tarihli ve 2014/9602 Esas, 2013/74579 Soruşturma, 2014/4497 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır. 

B. Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.11.2014 tarihli ve 2014/256 Esas, 2014/610 sayılı Kararı ile sanığa yönelik isnadın ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturabileceği, bu itibarla davaya bakma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 

C. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2014/362 Esas, 2015/470 sayılı Kararı ile sanık hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ 

Sanığın temyiz istemi; katılanın kuruma ait arsaya tecavüzde bulunduğuna ve kendisine rüşvet teklif ettiğine ancak kendisinin kabul etmediğine, kendisine zorla senet imzalattırıldığına, üzerine atılı suçu işlemediğine ilişkindir. 

III. OLAY VE OLGULAR 

Suç tarihinde Adana İl Özel İdaresi İmar ve Emlak İstimlak Daire Başkanlığında memur olan sanığın, İl Özel İdaresine ait taşınmazı satabileceğini söyleyerek ve satışa da yetkili olduğuna inandırarak taşınmaz bedeli olarak 97.760 TL’yi İl Özel İdaresi hesabına yatırmak üzere hazır etmesini istemesi üzerine katılanın söz konusu parayı sanığa teslim ettiği, sanığın parayı alıp vezneye yatıracağını söyleyerek katılanın yanından ayrıldığı ve makbuz istemesine rağmen vermediği kabul edilerek ikna suretiyle irtikap suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE 

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 

Ancak; 

Suç tarihinde Adana İl Özel İdaresi İmar ve Emlak İstimlak Daire Başkanlığında memur olarak görev yapan ve Adana İl Özel İdaresine ait taşınmazı satışa yetkisi olmayan sanığın, Adana İl Özel İdaresince satış işlemleri de yapılmadığı halde hileli davranışlarla söz konusu taşınmazı kendisine satabileceğini söyleyerek katılandan menfaat temin etmesi şeklinde sübut bulan eyleminin ikna suretiyle irtikap suçunda kamu görevlisinin görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmasının gerektiği de nazara alındığında, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 

Kabule göre de; 

Yüklenen suçu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince hak yoksunluğuna hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi, 

Hukuka aykırı görülmüştür. 

V. KARAR 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2014/362 Esas, 2015/470 sayılı Kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, 

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 

14.11.2023 tarihinde karar verildi. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir