Yargı Kararları
SİLAHLA VE TEHDİT KULLANARAK KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA – TEHDİT
OLAYLAR VE OLGULAR
Dava konusu olay; katılan K.E.’’nin alacak verecek meselesinden kaynaklı aralarında husumet bulunan sanığın evine konuşmak üzere gittiğimde kapıyı açan sanığın şikayetçiye silah doğrultarak tehdit ettiği, katılana evin içine soktuğu ve başka biriyle gelip gelmediğini kontrol etmek üzere kapı önüne çıktığında taksici olan mağdur F.Ö’yü görmesi üzerine yanına giderek F.Ö telefonunu alarak başkalarına haberdar etmesini engellediği, katılan K.E’ye karşı cebir, tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve mağdur F.Ö’ye karşı haberleşmenin engellenmesi suçlarını işlediği iddiasına ilişkindir.
kolluk görevlendirince tutulan 18.05.2015 tarihli tutanak ile mağdur F.Ö tarafından jandarma görevlendirme ihbar edilmesi üzerine olay mahaline gidildiğinde sanığın evden çıkarak jandarmanın yanına geldiğinin ve arkasından katılan K.E.’nin de evin içerisinden çıkarak geldiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE
A. Sanık M.B. hakkında F.Ö’ye karşı haberleşmenin engellenmesi suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
Dava dosyası kapsamına göre, sanığın, evine konuşmak üzere gelen katılan K.E.yi evin içerisine soktuktan sonra katılanı getiren taksici olan ve kapının önünde bekleyen mağdur F.Ö’nün başkalarına haber vermesine engel olmak üzere telefonunu aldığı, 15 dakika sonra gelip alabilirsin dediği, mağdur F.Ö’nün jandarmaya gelerek ihbarda bulunduğu olayda sanığın katılan K.E.’yi alıkoymak kasasıyla hareket ettiği sırada katılalım birlikte geldiği taksicinin telefonunu bir süreliğine alarak başkaları ile görüşmesine engellemesi ancak başka şekillerde mağdurun haberleşme imkanının ortadan kaldırılmaması nedeniyle eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ( 5237 sayılı Kanun) 44 üncü maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilerek haberleşmenin engellenmesi suçundan açılan kamu davasından hüküm kurulmasında yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi sonuca etkili olmadığından beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiş, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır
B. Sanık M.B. hakkında katılan K.E.’ye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
1. Dava dosyası kapsamına göre, sanığın, alacak verecek meselesinden kaynaklı arasında husumet bulunan ve olay sabahı evine gelen katılan K.E.’ye tüfek doğrultarak korkutmak amacıyla yere doğru bir el ateş ettiği, ellerini kaldırılmasını sağlayarak üstünü aradıktan sonra evin içerisine girmesini söylediği, katılan eve girdikten sonra, dışarı çıkıp katılana olay yerine getiren taksici olan mağdur F.Ö’nün yanına giderek başkalarını aramasını engellemek amacıyla cep telefonunu alarak katılan K.E.’nin yanına eve döndüğü ve katılanın evden çıkışını engelleyerek bir süre alıkoyduğu sırada olayı ihbar alan kolluk görevlerinin olay yerine gelmesiyle neticelenen eyleminin kül halinde silahla ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, eyleminin ayrıca tehdit suçunu oluşturmayacağı, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin 2 inci fıkrası, 3 üncü fıkrasının (a) bendi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeler ile beraat hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Sanık tarafından katılan Kenan’a yönelik silahla ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru niteliğindeki tehdit suçu hakkında kurulan ve kesinleşen hüküme karşı Kanun Yararına Bozma yoluna başvurulması mümkün görülmüştür. ( Yargıtay 8. Ceza Dairesi 14.02.2023 tarih ve 2020/1784 Esas 2023/469 Karar)